Geçenlerde çocukları ilkokula giden bir anneden duyduğum ve çok etkilendiğim bir konuyu paylaşalacağım sizlerle.
Günümüzde kaybettiğimiz erdemlerimizle ilgili.
Anne, devlet ilkokuldaki çocuğu için, yıl boyunca ne kadar masraf yaptığını anlatıyordu. "Öğretmene hediyeler de cabası...." diye başlayan ve devam eden sözleri.
-Öğretmene hediyeler mi?
-Evet. Yılbaşında ayrı, anneler gününde ayrı, karne alındığında, doğum gününde ayrı hediye alınıyor. Bu hediyelere de sınıf annesi denen kişi karar veriyor.
Hatta geçen yıl öğretmene dizüstü bilgisayar aldık.
Ve hatta para veren çocukların isimlerinin yazdığı bir liste de hediyenin yanında öğretmenin eline tutuşturuluyormuş. Para veremeyen çocuklarla kendi çocuğu karışmasın diye!
-Ben duyduklarım karşısında şok oldum.
Benim bildiğim "öğretmenlik" en kutsal meslektir.
Benim bildiğim "öğretmen" geleceğimizi yetiştirir.
Bence; bu durumu düzeltecek tek kişi öğretmenin kendisidir.
Böyle pahalı bir hediye geldiğinde velilere; "eğer öğrencilerim hediye getirmek istiyorsa sadece çiçek ya da kitap kabul ediyorum" demelidir.
Öğretmen satılık değildir.
Böylesine pahalı hediyeler ve hatta yanında da alanların listesini alan bir öğretmen nasıl öğretmenlik yapar!
Bu; pahalı hediye alan çocuklara kızamaması, sınıfta bırakamaması demek değil midir?!!!
Ben çocukluğumdan hatırlıyorum, anneme ve babama öğrencilerinden karne gününde, kesme şeker hediye gelirdi.
Her ne kadar öğretmen maaşları hakettikleri kadar olmasa da, mesleklerini satılığa çıkarmamalılar! Yoksa çocuklarımızı kime emanet edeceğiz!
6 yorum:
çok yzık işini hakkıyla yapan öğretmenlerede leke sürülüyor ................
Evet arada kalıp okkanın altına giden diğer öğretmenlere de yazık.
Benim eşimde öğretmendi. Öğretmenler gününde çiçek veya karne günü çiçek, küçük biblo, kravat dışında hediye aldığını bilmem. Onları da çocukları kırmamak için alırdı.
Bu tür büyük hediyeleri ilkokul öğretmenleri kabul ediyor benimde gördüğüm kadarıyla. Ama buna da sınıf annesi neden oluyor. Tam anlamıyla öğretmene yaranmak kendi çocuğunun ön planda olmasını sağlamak için yapıyorlar. Diğer veliler buna karşı çıksa inanın bu kadarını yapamazlar.
Bende yaklaşık beş yıl sınıf anneliği yaptım. Sınıftan dönem başında en fazla ocuk başına 3 lira toplamışımdır.(30-40 Çocuk vardı). O da yine çocukları teşvik etmek amacıyla alınan silgi, kalem,çorap, küçük şeker ve fotokopi gibi harcamalara gitmiştir. Öğretmene gönderdiğimiz çiçekler ise bankada terfiler falan çok olur. Büyük Saksı çiçeği çok gelirdi arkadaşlardan. Fazlasını koyacak yer bile bulamazdık. Bazen özel gün falan beklemeden onlardan birini güzelce paket yapar. Süsler tüm sınıf adına bir çalışma arkadaşıma rica ederdim okul yakın olunca onunla gönderirdim. Bunlardan öğretmenler gününde sınıf adna öğretmen odasına gönderiğimiz çiçekler de oldu.
Bence sorun sınıf annelerinde hiç bir öğretmenin alenen büyük bir hediye iseyeceğini sanmıyorum. Veliler karşı çıkmayı bilmeli. Bu karşı çıkış öğretmene değil. Yapılacak hediyenin makul olanınadır. Herkesin bütçesi ayrı. Hele hele o verilen isim listesine tamamen karşıyım. Öyle saçmalık olmaz.
Sevgiyle kalın.
Yazıyı fazla açtım galiba. Bir öğretmen çocuğu olarak işyerimden gönderdiğim çiçek olayını abartılı bulduysanız yayınlamayın yorumu. Ama inanın gerçek. Parada verip alsam da çiçekti. Bana geleni ya da arkadaşıma gelenden rica edip alıp gönderdiğim de çiçekti.
Benim çocukluğumda da böyle şeyler duyardık. şimdi günümüzde belki çok yaygın olabilir. Bu hediye olayı aslında rüşvetin ta kendisidir.
Gerçekleşen her eylem iki taraflıdır. Yani sadece sınıf annesi değil bu tip hediyeyi kabul eden öğretmen de kabahatlidir. Hatta bir öğretmen olarak bu hareketin yanlış olduğunu velilere bildirmesi gerekir. Böylece öğretmen saygınlığını korumuş velilere de bunun yanlış olduğunu anlatmış olur.
Velilere gelince: Hepimiz çocuğumuzun en iyisini yapmasını isteriz. Ancak en iyisini istemek demek öğretmenlere rüşvet vermek demek değildir. Bizim yavrularımıza uçak temin etmek yerine uçmasını öğretmeyi bilebilsek ne güzel olurdu.
Sevgili Ayliz, hahlısın diğer öğretmenlere leke sürülmesin lütfen...Sevgiler
Sevglili Mayri, keşke herkes senin gibi sınıf annesi olsa. Ne sınıf anneleri duydum bu yazımdan sonra off offf. Kızımın zamanında kimbilir neler yaşayacağım?
Ayrıca bankaya gelen çiçeği olduğu gibi okula yollaman...Neden olmasın! Sevgiler
Sevgili E. Ali, rüşvet kelimesini kullanmak istemedim ama eline sağlık. İşte kaybedilen erdemler dedim ya...:( Sevgiler
Sevgili Orhan, milletçe uçak vermeyi değil de uçmayı öğretebilsek muhasır medeniyetler seviyesine çıkmış olurduk :) Sevgiler
Yorum Gönder