Çocuklarımıza Miras Bırakılan Şehirler!

Perşembe, Haziran 24, 2010 | Kategori: , |
Mesleğim gereği, çevremdeki her detayı görürüm ve "neden görüyorum" diye çok rahatsız olurum.
Bu bazen bir insan davranışıdır, bazen halının üstündeki havdır, bazen de görüntü kirliliği dolu şehir detaylarıdır.
Hele de son 10 yılda, büyük şehirlerde gözle görülen bir konut artışı oluşu. İnşaatı kaliteli ya da değil hepsi birer taklit ve kişiliksiz bina yığını. İstisna dışı olanlar vardır tabi.
Avrupa ülkeleri tarihi binalarına gözleri gibi bakıp, yeni binalarında da doğal malzemeler kullanırken; bizim gibi görmemiş ülkelere hantal ve yapay cephe giydirme sistemlerini satıyorlar.
Onlar satıyor biz havada kapıp satın alıyoruz. Halbuki mermerin, granitin, ahşabın en iyisi en kalitelisi bizim topraklarımızda.
Dün takip ettiğim bir internet sitesinde bu otelin resimlerini gördüm. Eee akıllılar tabi, devir ekoloji devri. Binalarında ekoloji ile çözülmesi gerekir. Üstteki resimde gördüğünüz Klima Hotel.
Ben çocukluğumdan hatırlıyorum Ardahan'da rahmetli dedemin ve babaannemin evi aynen böyleydi. Üzerine yani çatısına çıkabiliyor olmak beni çok heyecanlandırmıştı.
Biz; bu doğallıkları koruyacağımıza Trump amcamıza İstanbul'un göbeğine gökdelen yaptırdık. Mecidiyeköy'ün trafiği bu inşaat bittiğinde ne olacak diye hiç düşünmeden... :(





Bu Saphire İstanbul'un arka sokağı resmen köy gibi bir yerleşim. Sokaklarından bir araba zor geçiyor.
İstanbul'da bu bizim tarihimizle, kültürümüzle, yaşantımızla ilgisi olmayan; taklit bina yığınlarından sürüyle...
Görüyorum ki Ankara'da bu konuda önde gidiyor. Hele Bahçeli göbeğe dikilen metal yığını, çok üzücü. Ankara'nın en güzel perspektifi orası (idi).
Tabi modern binalar, gökdelenler olacak, tabi bunlar şehrimizin logosu olacaklar, ama artık sokak aralarına yapılıyor bu gökdelenler, çok komik...
Gülsek mi, ağlasak mı?
Çocuklarımıza ne güzel bir İstanbul kaldı ne de Ankara!...
Related Posts with Thumbnails

6 yorum:

Adsız dedi ki...

Sosyal ve ekonomik sebeplerle şehir nüfusunun hızlı artışı sanayileşmeyi plansız düzensiz gelişmeleri de beraberinde getiriyor.Hızla artan çok katlı betonarme binalarplansız yapılaşma yeşil alan azlığı mevcut alanlarınimara açılmasıinsanlığın ortak sorunu haline gelmiştir.Kalitesiz fosilleşmiş yakıt kullanımı egsoz gazlarıkirliliği önemli ölçüde arttırıyor.Bunun sonucu olarakhastane ve sağlık ocaklarında üst solunum yolu hastalıkları ses kalınlaşması kansızlık allerjik hastalıklar ruhsal gerilimler artmaktadır.
BİZLER ÇOCUKLUĞUMUZDA ÇAMURDAN EŞYALAR İNSANLAR YAPAR SOKAKTA TOPOYUNLARI İP ATLAMA VB. OYUNLAR OYNARDIK.Bunlarınbedensel ve ruhsal gelişimine olumlu katkısı vardı. Bizim çocuklarımızın günleri ise apartmanda sanal arkadaşlıklarla okul-ev-dershane üçgeni içinde geçiyor.Bunun etkisi olarak da stres yaşıyorlar. Ufak şeylerden mutlu olmaları da zorlaşıyor.

20 YIL SONRASINI DÜŞÜNEBİLİYOR MUSUNUZ..? ÇOCUKLARIMIZA,TORUNLARIMIZA DAHA YAŞANILABİLİR BİR DÜNYA BIRAKMAK İSTİYORUZ...

Lale Altınkaya

nalan dedi ki...

Aa ne kadar doğru söylemişsiniz, ben tam da Bahçelide yaşıyorum, hergün önünden geçiyorum demir yığınının. gökdelenler iyi güzel de şehir planlaması falan kimse bunları düşünmüyor mu?
tebrik ederim.
Nalan Özipek Timur

Unknown on Haziran 24, 2010 dedi ki...

Şehrimizin ortasından boğaz geçmesine rağmen ,yol ve deniz arasında sadece kaldırım varken yağmur suyunu denize aktaramayan bir şehir planlama olursa mahalleler arasından gökdelenlerin ayrıkotu gibi türemesine daha çok şahit oluruz. Yabancı ülkelerdeki o eleştirdiğimiz suni hayatı çocuklarımızın yaşaması kaçınılmaz gbi gözüküyor.Geçenlerde küçük kızım için hatırı sayılır okullar arasında ismi geçen bir okulun anaokuluna gittim.anaokulu apartmanın enüst katındaydı.Bana okulu gezdirdikten sonra terasdaki suni çocuk bahçelerini gösterdiler.Suni çimle bir çocuk bahçesi oluşturmuşlar.Bakın burayı böyle değerlendirdik hiç aklınıza gelirmiydi apartmanın en üst katında çocukparkı diyerek benden övgü beklediler .İnanamadım EVET HİÇ AKLIMA GELMEZDİ! Ben çocuklarıma beton yığını bir şehir bırakmak istemiyorum ve ''BAKIN ÇOCUKLAR BURASI DA ESKİDEN DENİZDİ ŞİMDİ YOL OLDU ''demek de istemiyorum...

Deniz RODOSLU
İç Mimar

befece on Haziran 25, 2010 dedi ki...

sonuna kadar katılıyorum evet gökdelenlerimiz gösterişli binalarımız da olsun ama planlı olsun eskiyi koruyarak yücelterek olsun istanbul un en güzel yerleri tarihi semtleri değil mi?
biz evet görgüsüzüz çünkü bence küçük bir azınlık haketmediği, emek vermediğinden sindiremediği lüksü yaşıyor son 30 yıldır
ama sadece bu değil hatamız ufkumuz yok bizim geleceğe dair öngörümüz yok 5 yıl sonramız belirsiz günlük yaşıyoruz hayatı
bundan 10 yıl önce paris metrosu 100.yılını kutladı, kopenhag da gelecek 50 yıl boyunca şehirde yapılacak her türlü inşaat ve restorasyon bugünden planlanmış
peki ya biz, dünyanın en güzel şehrine sahibiz ama bu dünya şehirlerinin neresindeyiz?

Neslihan Toker on Haziran 25, 2010 dedi ki...

Lale Abla teşekkürler. Fikirlerinle her zaman Annelerin Günlüğü ile olmanı bekliyoruz öğretmenim. İzmir'e sevgiler
Nalan teşekkürler. Ankara'ya her geldiğimde bir kat daha üzülüyorum :(
Denizcim teşekkürler. Biz zavallı Ankaralı İstanbullular :) Ben de anaokulu gezerken bir avuç bahçesi varsa ohh diyorum. Sevgiler
Befece teşekkürler. Avrupa şehirlerinde yaşayan insanların hak ettiklerini biz de hak ediyoruz değil mi!

nalan on Temmuz 15, 2010 dedi ki...

merak etme küçük kasabaların hali de hiç aratmıyor İstanbulu.
Çocukluğumun kendine göre güzel kasabası Gerede den bir azman ilçe oluşturmuşlar ki akıllara ziyan...
Bereket versin Esentepemize pek dokunamamışlar kanunlar şimdilik el vermiyor herhalde:(

Yorum Gönder

[ Ana Sayfa ] [ Sonraki Kayıt ] [ Önceki Kayıt ]
 

Annelerin Günlüğü Copyright © 2009 Cookiez is Designed by Ipietoon for Free Blogger Template